Ülkemizde Mimari Aydınlatma Tasarımı

mehmet on Mart 1, 2018

Mimari Aydınlatma Tasarımı günümüzde önemi her geçen gün daha fazla anlaşılmaya başlanılan mimarlığın yeni bir meslek dalı olarak ülkemizde de gelişim göstermektedir. Her ne kadar ülkemizde resmi olarak böyle bir meslek dalı tanınmasa da dünya nın birçok yerinde yapılan konferanslar ve bildirilerle Aydınlatma Tasarımı belirli bir eğitim sonucu diploma ile beraber elde edilecek bir unvan olduğu duyurulmuş. Bu konuda ülkemizde de yapılan bazı girişimlerin bulunulmasına karşın daha çok alınacak yol bulunmaktadır.

Bu mesleğin içeriğini anlamak için bir Mimari Aydınlatma Tasarımcısı ne yapar? ve görevi içerisinde neleri barındırır? Bunu kısaca açıklamak gerekir.

Mimari Aydınlatma Tasarımı Mimarinin ve Aydınlatmanın kesiştiği bir meslek dalıdır. Aydınlatma tasarımcısı Mimari projeyi veya mekânın mimari öğelerini doğru okuyan ve aydınlatma ile mekânı estetik, teknik yönleriyle ortaya çıkaran teknik kişidir. Bu çalışmalar mekanın kullanım amacı, kullanıcıları ve diğer özelliklerine göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin bir otelin resepsiyon bölümünün aydınlatılması için kullanılacak teknikler ve yaklaşım açısı ile bir ofisin aydınlatılması farklıdır.

Bir aydınlatma projenin konsepti ve bu konsepte bağlı olarak tasarımı oluşturulduktan sonra en önemli konu o tasarıma uygun, teknik açıdan yeterli ve ekonomik olarak uygulanabilir armatürler seçmektir. Bu konuda ülkemizde faaliyet gösteren birçok aydınlatma ürünü üreticisi veya armatür satıcısı firma bulunmaktadır. Bu firmaların tabiî ki ana amacı stoklarına yönelik satış yapmaktır. Bunun için ürünlerini ellerinden geldiği kadar proje firmalarına ve uygulayıcılara tanıtarak satışlarını arttırmaya çalışmaktadırlar. Aydınlatma tasarımcısı bu ürünlerden projesi için en uygun ürünü veya ürün yelpazelerini seçerek projelerine işleriler.

Bu ürün seçimini yaparken ürünün aydınlatma özellikleri, görünüm olarak mekana katacağı estetik özellikler, enerji verimliliği bakımından özellikleri, işletim maliyetleri, renksel geri verim, armatür içerisinde kullanılacak lan ışık kaynağının özellikleri gibi birçok konuyu düşünmek zorundadır. Bu konuların hiçbiri göz ardı edilemeyecek konulardır.

Bu konularla ilgili birkaç örnek vermek isterim. Ankara yapılan ana arter ve yan yol aydınlatma çalışmalarında seçilen aydınlatma armatürleri ve aydınlatma direği tiplerini birçok kişi görmüştür. Yolda oluşan zebra etkisini, direklerin rüzgar karşısında yaptıkları salanma hareketine hatta kollarının bağlantı noktalarını kırarak yönlerinin değişimine ve armatürlerin bu sallanmaya bağlantılı olarak bağlantı yerlerinden kurtulup düşmelerine ben birçok defa şahit oldum. Ankara da yaşayanınız veya burayı ziyaret edenlerinizde bu olayların bazılarını görmüştür. Bu projede kullanılan malzeme ve ürünlerin hangi kriterler göz önünde bulundurularak seçildiğini bir düşünmek gerekir.

Bir başka örnek ise Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü aydınlatmaları. Bildiğim kadarıyla aydınlatma üniversiteye gelen elektrik faturaları nedeniyle haftada birkaç gün yapılabiliyor. Ama basın bülteninde projede kullanılan LED sayısının ve proje maliyetinin ne kadar yüksek olduğundan bahsedilerek projeye övülüyor. Bunun takdirini sizlere bırakıyorum.

Birçok zaman aydınlatma tasarım projelerini oluştururken standart ürünler yetersiz kalabilmektedir. Nasıl ki her Mimari proje farklı bir tasarım ortaya koyuyorsa Aydınlatma tasarımcısı da tasarımlarında o tasarıma uyarak bu farklılıkları ortaya çıkarmalıdır. Gerektiğinde bir armatür üreticisi gibi armatürler tasarlayabilmelidir. Tabii bu çok geniş bir teknik bilgi ve beceri işidir. Armatürün dış gövdesini tasarlamak kadar elektriksel bilgi, ürün malzeme bilgisi, Kullanılacak ışık kaynağına karar verebilmek için ampul bilgisi, kullanılacak reflektör ve bunun tasarıma katacağı artıları bilecek kadar reflektör bilgisi, armatürün ulaşacağı ısı düzeyi ve bunun oluşturacağı etkiler gibi daha da saymakla bitmeyecek birçok bilgi gerekmektedir. Yani Aydınlatma tasarımcısının az çok Endüstriyel Tasarım yönünün de bulunması gerekmektedir.

Ülkemizde maalesef son kullanıcılar diye tabir edebileceğimiz kişilerin birçok zaman göz önüne aldıkları ilk kriter maliyet olmaktadır. Bu kriter her ne kadar önemli olsa da her zaman en önemli kriter olmamalıdır. Bu düşünce ile başlanılan projelerde her ne kadar başta proje maliyeti konusunda kar edildiği düşünülse de proje işletime alındıktan sonra yapılan hatalar görülmeye başlanıyor ve bunun telafisi için ilk maliyetten çok daha fazla harcama yapılabilmektedir.  Bu zihniyetin değişmesi projenin başarısı için şarttır. İnsanlar ürün satıcılarının proje bedelsiz yaptıkları tasarımlara proje bedeli ödememek için itibar etmektedir. Bu sistemle çalışan bütün firmaları suçlamak istemem ama doğal olarak firmaların ana amacı satış yapmak olduğundan birçok projede sırf satışı yükseltmek için kullanılmış ürünler karşıma çıktı.

Son senelerde her geçen gün önemi daha fazla anlaşılan bu meslek dalının adı duyuldukça kendini Aydınlatma Tasarımcısı olarak adlandıran kişilerin sayısı artmaktadır. Bu unvanı veren hâlihazırda belirli bir denetim mekanizması bulunmadığından çalışılacak tasarımcı konusunda dikkatli olunması gerekmektedir. Sonuçta projenin başarısı o kişinin projeye katacaklarıyla doğru orantılıdır. Yapılan işin başarısızlığının bu ülkenin kaynaklarının yok olması olarak düşündüğümüzde her zaman doğru işlerin yapılmasını umut etmeliyiz.

Bu ülkede Mimari Aydınlatma Tasarımı mesleğinin ve Mimari Aydınlatma Tasarımcılarının değerinin anlaşılması umuduyla…

LightWorld/sayı 19

 

0 comments
Post a comment